Bir milletin kaderini belirleyen unsurların başında kuşkusuz eğitim gelir. İnsanlık, tarih boyunca kendini geliştirmek amacıyla eğitimden faydalanmıştır. Bilmek, anlamak,kavramak insanoğlunun doğuştan gelen bir özelliğidir. İnsan doğduğu andan itibaren etrafını tanıma ve algılama arzusu içindedir. Bu ihtiyacını öncelikle ailesinde giderir. Büyüdükçe öğrendiklerini daha planlı ve sistemli öğrenebilmek için bir rehbere ihtiyaç duyar .Öğretmen insanlara ihtiyaç duyduklarını planlı bir şekilde öğretendir.
Eğitim dendiğinde öncelik öğretmendedir. Öğretmen; eğiten, öğreten, terbiye eden, içimizdeki cevheri ortaya çıkarandır. İnsanı yetiştirmek aynı zamanda toplumu yetiştirmek olduğu için ülkenin geleceği; görevini sevgiyle, büyük bir fedakarlık ve özveriyle yapan öğretmenin elinde şekillenecektir.Öğretmenlerimiz, geleceği inşa etmek gibi son derece kutsal bir görevi yerine getirmektedir.
Öğretmenlerimiz, toplumun hem mazisini hem de geleceğini oluştururlar. Milletin ruh ve karakterinin şekillendiricisidir. Bütün bir toplum onların eseridir. Mesleği ne olursa olsun herkes öğretmenlerimizin desteği ve emekleriyle bulunduğu yere gelmiştir. Osman Gazi'nin arkasındaki Şeyh Edabali'yi, Mevlana'yı Mevlana yapan Şemsi Tebrizi'yi, Yunus Emre'nin yol göstericisi Tapduk Emre'yi, Fatih Sultan Mehmet'in adeta gölgesi haline gelmiş Akşemseddin'i anmadan bu şahsiyetlerden bahsedebilir miyiz?
Bizler, İlk emri "Oku!" olan ve "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum." inancıyla yoğrulmuş bir medeniyetin mensuplarıyız. Kültür ve medeniyetimizin temelini ilim oluşturmaktadır. Bu ilim anlayışını memleketimizin her köşesine taşıyan öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimiz, ellerindeki ilim, irfan meşalesiyle vatanımızın her köşesini aydınlatmaktadır.
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.Öğretmenden, eğitimden mahrum bir millet henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır." diyerek öğretmenlik mesleğinin önemine dikkat çekmiştir. ilim ve bilgide üstünlüğünü kaybeden bir milletin kendini geliştirmesi ve refah seviyesini yükseltmesi imkansızdır.
Öğretmenlik maddi kaygılarla yapılan bir meslek değil kalple, vicdanla, koşulsuz sevgiyle ve sabırla yapılan bir meslektir. Dünya olarak zor zamanlar geçirdiğimiz bu günlerde öğretmenlerimiz kendilerine verilen tüm görevleri büyük bir fedakarlıkla yerine getirmiş ve büyük bir mücadele örneği sergilemişlerdir. Kuşkusuz ki vatanımızın dört bir yanında çeşitli zorluklarla görev yapan öğretmenlerimiz, Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri yetiştirmeye devam edecektir.
Hangi şartlarda olursa olsun yurdumuzun her köşesinde fedakarca çalışan ve mesleklerini sevgiyle icra eden öğretmenlerimiz her türlü övgüye ve takdire şayandır. Bu düşüncelerimle Gazi Mustafa Kemal 'in "başöğretmenlik" unvanı aldığı bu anlamlı günde tüm meslektaşlarımın gününü yürekten kutluyorum. Eğitim şehitlerimizi de rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Mustafa ERŞAHİN
İlçe Milli Eğitim Müdürü
