Tevazu,
Huzur,
Hoşgörü,
Kardeşlik,
Cömertlik,
Merhamet,
Sevgi,
Mevlâna Celaleddin-i Rumi'yi anlatabilecek kelimelerden sadece birkaç tanesi!
Bu güzel sıfatlar yeterli olsa da bir insanı anlatmaya, Mevlâna için birkaç not daha düşelim bugün...
Mevlânâ Celâleddîn-i Rumî tarihsel bir kişilik olmaktan çıkmıştır artık! Geleceği ve gelecek nesilleri kucaklayan bir simgeye dönüşmüştür. Bu simge, İslam dininin maneviyatını ortaya koyan en güzel temsillerden biridir. Mevlânâ, bu toprakların ayrılmaz bir parçası olarak bizim kültürümüzün de önemli bir yapıtaşı haline gelmiştir. Bu büyük kültürel mirasın UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi'nde yer alması, Mevlânâ'nın tüm dünyanın ortak kültürü haline geldiğini göstermektedir.
O, ülkemizin sınırlarını aşmış, medeniyetimizin manevi iklimini dünyaya yaymayı başarabilmiştir. Mısır'dan Irak'a, Azerbaycan'dan Macaristan'a kadar pekçok Mevlevihane'nin varlığı bunun bir kanıtıdır.
Mevlâna, İslam'ın hoşgörü, sevgi ve merhamet dini olduğunu hatırlatmakta, inancımızda var olan birleştirici gücü bize göstermektedir. Dünyamızda insani değerler hızla güç kaybederken, tüm insanlığın etrafında birleşebileceği bir değerler kümesinin varlığını yüzyıllar ötesinden hatırlatan Mevlâna öğretisinin, bizim medeniyetimizin bir ürünü ve dinimizdeki güzelliklerin bir yansıması olması da oldukça anlamlıdır.
Mevlana'nın değeri ortadayken, bu hafta vesilesiyle bizler de kendimizi sorgulamalıyız. Kendimizi tanımlayabilecek kelimeleri bulmalı, tartmalı ve belki de değiştirmeliyiz. Mevlâna, bizlere Mesnevi adında büyük bir miras bırakırken; bu noktada bizlerin de geleceğe ne bıraktığı hususu üzerine düşünmemiz gerekir.
Medeniyetimizdeki manevi iklimin somutlaşmış hallerinden biri olan Mevlâna okulunu, geleneğine uygun şekilde yaşamak ve yaşatmanın sorumluluğunu hissetmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu sorumluluğun bir göstergesi olarak düşünebileceğimiz Mevlâna Haftasını kutluyor, bu büyük şahsiyete Allah'tan rahmet diliyorum?
Emrullah Aydın
